SALLANA SALLANA

söz veriyorum sıkılmıycam demiştim ama daha 3 günde sıkıldım..ev kadınları bütün gün evde ne yapıyor acaba?benim bilmediğim bi formül filan var mı ki?sabah kalkıyorsun, biraz net, biraz kitap derken kız uyanıyor...kahvaltı hazırla, çamaşırlarla uğraş derken hadi zar zor 12 oluyor..e sonra?

demekki aslında tembel ruhlu değilim..boş durmaktan hoşlanmıyorum..rutin hayatımda okumak , nete girmek gibi rutin alışkanlıklarım olduğu için beni bunlar tatmin etmiyor..

kankamı aradım..kendisi didimde yazlıkta..baktım o da sıkılıyor..tek farklı yaptığım şey denize girmek dedi..ee bende otele gidince bir iki gün mutlu olcam sonra?yazlıkta sıkıl, ankarada sıkıl..bu sıkıntı hiç gitmeyecek mi?bir an dünya gözüme fena göründü..

keşke dört beş tane çocuk mu doğursaydım?tek çocukla hayat harbi sıkıcı..ama eklemeden edemiycem müthiş de rahat..

kimle konuşsam sıkılıyorum diyor.rutin hayatımızda öyle çok koşturuyoruz ki, sular durulunca bomm!! kalıyoruz ortada..bir arkadaşım sıkılmamanın tek yolu paramız olacak bak o zaman sıkılmayız dedi..

oysa biz modern şehirliler, oyuncaklarımız ellerimizden alınıNca gayesiz kalıyoruz..kendime yeni sevimli işler buluyorum meşhur çekmece düzeltme işleri gibi..gitmemize az kaldığı için fazla detaya girmiyorum..

her gün bir gezme icat ediyorum..parolam ''mayo almaya gidiyorum''ama mayo filan alabildiğim yok..gerksiz bişeyler alıp dönüyorum, dolapları düzeltirken farkettim ne müsrif bi kadınım..acayip bi hayatım var benim...poşet poşet atıp , poşet poşette alıyorum..

neyse alışveriş merkezlerine girince çoğu insan sıkılırya ben müthiş mutluyum..tüm mağazaları geziyor , giyiyor çıkarıyor ama asla mayo alamıyorum..çünkü ben bir kaç hafta önce bakırköyde gördüğüm kom un mayosuna aşık oldum..daha önce aynı mayoyu kadıköydede görmüştüm..gelgelelimki mayo bir servet..ama ben alacam onu:)

aslında böyle boş hayatta hoşuma gidiyor bir yandan..özellikle camı açıp esen rüzgarın önünde kitap okumak müthiş zevk..bol bol metro çikolata yiyor, planlar yapıyorum..mesela yıllardır saçımı erkek saçı gibi kısacık kestirmek isterim..ama bunu hiç yapmadım..yaptırmadılar..sebep malum hayli kiloluyum, bu kiloya kısacık saç olmazmış..oysa ben şahane bir güneş şapkası aldım..şapkayla gezilmeyecek ortamlardada bandana takıyorum zaten..belki?inatçı berberim beni kandırmazsa alanya öncesi imaj değiştirebilirim...

aynaya bakıyorumda, çok çirkinleştim..insan çalışırken koşturmaktan göremiyor yüzünü..yüzümde yaşadıklarım harbiden kalmış..tüm güzelliğimi yıllar almış götürmüş..ve bu ayın sonunda 35 olacam..kendimi toparlamam yıllarımı alırken bir yandanda beni yaşlandırmış..ne yapalım hayat..

barsakların 3 kuralını keşfettim

1-mutlaka ilaç kullan

2-dışarda yeme

3-strese girme

eğer bu 3 kurala uyarsam iyiyim..barsak arkadaşlarımdan biri dün facede soruyor bana ''sence biz neden bu kadar şişmanız?''cevabıda kendisi veriyor ince barsak tutulumlular çok zayıf oluyor.kalın barsakta genelde tombuluz.(örnek osman yağmurdereli).gerçekten barsakforumun kahvaltısına gitmiştim ilk hasta olduğum yıl..o zaman en zayıf bendim aralarında..(72kg idim)

panik atak arada ''ceee''yapıyor..buyur edersem temelli gelecek gibi..dilek geliyor aklıma ''kızım bu ilaçları ölene kadar içecez''deyip duruyordu..zaten ilacın konforundan sonra ilaçsızlığı kim takar..

benim cadıyla bol bol sohbet ediyoruz.kız bana aşık valla..babasına santim yaklaşamıyorum, kıyamet kopuyor...birlikte geziyor , gördüğümüz olaylar hakkında konuşuyoruz..biz bu cadıyla kanka olacaz galiba..

ve kocacık...ne hikmetse tütütü maşallah pek melek...kredi kartını veriyor ve beni alışverişe yolluyor..şok geçiriyorum..bugün evi temizlememe yardım etti..her akşam yürüyüşe çıkıyoruz..o da sakin hayattan hoşlanıyor..beni zamanla anlamaya başlıyor..ama daha var...

böyle sallana sallana geçinip gidiyoruz..